Archive for Mart 2010

şizofrenik konuşmalar.


.

-Sevgili blog, üvey blog muamelesi gördüğünü biliyorum. Ama diğeriyle bir yıl geçirdim ne yapayım yani? Onda burdakinin on bir katı izleyici olabilir, yine de senin adın yüz kat daha güzel bence. Daha çok yazmaya çalışırım.

-Sen, bi' daha neredeyse hiç göremeyeceğimi fark ettiğimde hüzünlenmedim dersem yalan olur. Ama kader. Hem dürüst olalım, bana karşı hiç özel bi' ilgin olmadı. Ben de senin yanında hep saçmaladım. Belki de böylesi daha iyi olmuştur. Yine de üzgünüm.

-Puding, seni çok özledim. hiç bi' kediyi seni sevdiğim kadar sevmeyeceğim sanırım. Ama evde dört ayaklı, tüykü bi' memeli olmasının nasıl bi' his olduğunu bile hatırlayamıyorum. Yeni bi' anti-depresana ihtiyacım var. Son krizimden sonra annem yeni bi' kedi alacak gibi görünüyor. İsim önerin varsa açığım.

-Sen ve sen, ayrı ayrıyken ikinizi de epey seviyorum ama beraberken sinirlerimi bozuyorsunuz.

bu kadar.


.

Aslında insanların hepsinin gerizekalı olduğunu düşünmek, Sosyal Anksiyete Bozukluğu'nun size kazandırdığı savunma mekanizması sanabilirsiniz, ama Douglas Adams'ın da belirttiği gibi, insanlar çenelerini kapattıklarında beyinleri çalışmaya başlar. Yani demem o ki, hayır sorun sende değil sevgili sosyalfobik, insanlar gerçekten gerizekalı.

hayret bi' şey.


.



.

Altı film içinde en etkileyici sahne şuydu.

Bir de:


Ağlarım bile.